İnsanlar için genelde yakınları uzak, uzakları da yakın oluyor. Bir bakıyorsunuz 2 km yakınındaki yeri görmemiş; fakat yaşadığı yerden kilometrelerce uzak pek çok yeri görmüş. Açıkçası benim için de Bursa öyleydi. Hep “Giderim, Ayarlayacağım, Bu hafta sonu giderim belki” dediğim bir yerdi kendisi. Sonunda biletimi aldım ve günübirlik Bursa’ya gittim. Bir gün Bursa’nın tüm ilçelerini görebilmek için çok yetersiz bir süre olsa da Bursa’nın önemli yerlerinden birkaçını görebilmek için ideal bir süre diyebilirim. Peki, Bursa’ya nasıl gidilir, Bursa’da günübirlik gezilecek yerler nereler ve Bursa’da ne yenir ve nerede yenir? Şimdi onlara bakalım…
Bursa’ya Nasıl Gidilir?
Bursa’ya otobüs, İDO ya da BUDO ile ulaşabilirsiniz. Deniz yolunu tercih edecekseniz önceden hava durumunu kontrol etmeniz gerekiyor. Mesela ben Bursa’ya hava şartlarından ötürü otobüs ile gitmeyi tercih ettim. Çünkü İDO, BUDO gibi ulaşım araçlarını tercih etsem hava şartlarından dolayı iptal edilebilirdi. Açıkçası öyle bir riski de almak istemedim. Otobüs biletini Nilüfer’den gidiş-dönüş 80 TL’ye aldım. Şunu belirteyim, hiç memnun kalmadım. Vaat edilen birçok hizmeti alamıyorsunuz. Metro Turizm olmaya adım adım gidiyorlar…
Bursa’da Günübirlik Nereler Gezilir?
Giriş kısmında da belirttiğim gibi; Bursa’nın Mudanya, Trilye, Gölyazı ya da Cumalıkızık gibi turistik yerlerine gitmek istiyorsanız orada 1 günden daha fazla kalmanız gerekiyor. Çünkü hepsini bir günde bitirebilmeniz çok zor. Hele ki aracınız yoksa o ihtimali düşünmeyin bile 🙂
Peki, günübirlik gidildiğinde Bursa’da nereler gezilebilir? Tavsiyem, merkezinde bulunan turistik yerlere yönelmeniz. Çünkü merkezinde gezilecek o kadar yer bulunuyor ki aracınız olmadan onların bile bir günde bitmesi kolay olmayabilir.
Terminalden Bursa merkeze ulaşmak için 38 numaralı otobüslere binmeniz gerekiyor. Otobüse binmeden önce makinelerden Bursa Kart temin edebilirsiniz. Kart toplamda 10 TL. Bunun 6.50 TL’si bakiye, 3.50 TL’si ise kart ücreti. Sadece Bursa merkezde kalacaksanız 6.50 TL’lik dolum size fazlasıyla yetiyor. Çünkü bir basımlık ücret 2.50 TL. Gidiş-dönüş 5 TL tutacaktır. Yine 1.50 TL bakiyeniz kalacak. Bu yüzden ekstra bakiye eklemenize gerek kalmıyor.
“Kent Merkezi” durağında indiğinizde karşı tarafta ilk olarak Koza Han’ı görüyorsunuz. Bu sayede ilk rotanızda belirlenmiş oluyor. Koza Han, 15. yüzyıl sonlarında II. Bayezid tarafından mimar Abdül ula bin Pulat Şah’a yaptırılmış. Günümüzde ipek şalların satıldığı, çeşitli kafelerin bulunduğu bir alana dönüşmüş durumda.
Koza Han’ın ardından yanında bulunan Gazi Orhan Camisini ziyaret edebilirsiniz. Cami, 1339 yılında Orhan Gazi tarafından yaptırılmış. Lakin Bursa’da cami dediğimizde aklımıza önemli bir başka yapı daha geliyor; Bursa Ulu Camii.
Gazi Orhan Camii’nden Ulu Camii’ye doğru ilerliyoruz. Evliya Çelebi bu camiyi Bursa’nın Ayasofya’sı olarak tanımlamış. Cami, I. Bayezid tarafından 1396-1400 yılları arasında yaptırılmış. Bursa’ya gittiğinizde mutlaka ziyaret etmeniz gereken camilerden biri diyebilirim. Hatta cami ile ilgili şöyle bir rivayet de söz konusu; İşçilere hayrına ekmek dağıtan Somuncu baba bir gün yine ekmek dağıtırken Hızır a.s.’yi fark ediyor. Sonrasında ise kolundan tutup her gün orada namaz kılması için söz vermesini, yoksa herkese Hızır a.s. olduğunu söyleyeceğini belirtiyor. Hızır a.s. ise her gün oraya gelmeyi kabul ediyor; fakat bir şartla! “Ne zaman geleceğim bana kalsın!” diyor. Bu olaydan sonra Hızır a.s.’nin camide bulunan “vav” harfinin önünde belirli vâkitlerle namaz kıldığı rivayet ediliyor. Camiden çıktığınızda karşınızda kocaman bir çarşı ve dinlenme alanları görüyorsunuz. Buralarda hem alışveriş yapabilir hem de çay, kahve eşliğinde dinlenebilirsiniz.
Merkeze gitmişken Bursa Kent Müzesini gezmeden olmaz. Gezdiğim çoğu şehirde öyle kent müzeleri gördüm ki burada da hayal kırıklığına uğramaktan korkuyordum; fakat müze korkularımı yersiz çıkarmayı başardı. Bence gayet keyifli bir müze yapmışlar. Müzede bulunan heykeller, sergilenen eşyalar, Bursalı akademisyen ve sanatçıları andıkları bölümler görülmeye değerdi doğrusu. Müzeye giriş ücreti de tam 2 TL; öğrenci ise 1 TL. Sonrasında merkezden yukarıya doğru yürüdüğümüzde Tofaş Araba Müzesini görüyoruz. Geçmişten günümüze birçok arabanın sergilendiği müze araba sevenler için keyifli diyebilirim ama benim gibi arabalarla pek aranız yoksa gezmek en fazla 10 dakikanızı alacaktır 🙂 Ayrıca müzeye giriş ücretsiz.
Son olarak rotamızda Yeşil Cami ve Yeşil Türbe var. Öncelikle Yeşil Türbe’yi anlatmaya başlayayım. Yeşil Türbe, Çelebi Mehmed tarafından 1421 yılında yaptırılmış. Türbeye yeşil ve turkuvaz renkte çinilerin hakim olması nedeniyle adı Yeşil Türbe olarak anılır olmuş. Ayrıca, Yeşil Türbenin bir özelliği de Yeşil Camiden yüksek olmasıdır. Bunun sebebi olarak Osmanlının zor döneminde vermek istediği “ayaktayız” mesajı gösterilmektedir. Bursa Yeşil Cami ise 1419 yılında Çelebi Sultan Mehmed tarafından yaptırılmış. Mimarı Hacı İvaz Paşa. Camide olağan üstü bir çini işçiliği var. Geldiğiniz zaman mutlaka görmeniz gereken yapılardan biri diyebilirim.
Bursa’da Ne Yenir?
Söylemeye bile gerek yok; tabi ki İskender. Bursa ile bütünleşmiş en önemli lezzet kendisi. Yalnız ekleyeyim; orada yedikten sonra İstanbul’daki Bursa İskendercilerine gitmek istemeyeceksiniz. 
Çünkü ben hayatımda yediğim en iyi İskender’i Bursa’da yedim diyebilirim. Bursa’da “Mavi Dükkan” olarak anılan Bursa Tarihi İskenderci var. Ben erken gittiğim için sıra beklemedim ama öğlen aynı yerden geçtiğimde aşırı bir sıra vardı. O yüzden saat 11 gibi orada olursanız çok sıra beklemezsiniz 🙂
Adres için linke tıklayabilirsiniz.
Tatlı yemek isterseniz de Somuncu Baba Pastanesi var. Tatlılarını ve hatta yemek isterseniz böreklerini tavsiye ederim.
Adres için linke tıklayabilirsiniz.
