Edirne Gezi Rehberi

Kendinizi bir tarih kitabının tozlu sayfalarında hayal edin… O sayfalar arasında yolculuğa çıktığınızı düşünün. Bir zaman tünelinin içine girer gibi… Düşündünüz mü? Gitmeyi hayal ettiğiniz dönem Osmanlı dönemi ise yolculuğunuzda Edirne’ye de rastlamışsınızdır. Çünkü Osmanlı’ya başkentlik yapan bir şehri es geçmeniz mümkün değil. Ayrıca Kurtuluş mücadelelerinde de önemli rol oynayan şehirlerden biri Edirne… Kısacası her noktası bize tarihi benliğimizi hatırlatacak nitelikle… Şimdi kahveleri alın, ben anlatayım sizde yolculuğuma ortak olun. Nasıl fikir? 🙂

Edirne’ye Ulaşım

Edirne’ye otobüs ve otomobil ile ulaşabilirsiniz. Çeşitli otobüs firmalarının Edirne’ye otobüsü bulunuyor; fakat imkan varsa otomobil ile gitmeniz daha iyi olacaktır. Çünkü gezilecek yerler birbirine her zaman yürüme mesafesinde olmuyor. Araba ile giderseniz daha rahat edersiniz. Otoparklarda çok uygun. Yaklaşık 4 saat için 8 TL gibi bir ücret alıyorlar.

Otomobil yoksa şehir içi ulaşım nasıl sağlanır?

Otomobiliniz yoksa şehir içi otobüsler var. Onlar ile şehir içinde ulaşımınızı sağlayabilirsiniz.

Edirne İklimi

Edirne, hem Akdeniz ikliminin hem de karasal ikliminin etkisi altında kalan bir geçiş bölgesi olduğu için yılın ortalama 20 günü karla örtülüdür. Yazları da sıcak ve kuraktır.

Edirne için ideal mevsim hangisidir?

Edirne’ye İlkbaharda gidebilirsiniz; fakat ben Ocak ayında gittim. İklimi gezilemeyecek kadar kötü değildi. Önceden hava durumunu incelemekte fayda var.

Gezilecek Yerler

edirne_pl..1.jpg

Fotoğraf: http://www.edirnetarihi.com/edirne-haritasi (Haritanın daha geniş hali için linke tıklayabilirsiniz.)

Yukarıda bulunan haritayı incelediğimizde orta bölümde birçok tarihi yapının toplandığını görüyoruz. Gezme planını anlatırken de bu haritada bulunduğu şekilde anlatacağım.

(1)Selimiye Camii: Yapımına 1568 yılında başlanan 1575 yılında da ibadete açılan Selimiye Camii, Osmanlı padişahı II. Selim tarafından Mimar Sinan’a yaptırılmış. Mimar Sinan için Selimiye, ustalık eseridir.

(2)Türk ve İslam Eserleri Müzesi: Eski adıyla Selimiye Camii Dar-ül Hadis Medresesi Edirne’de kurulan ilk müzedir. 1925 yılında Atatürk’ün emriyle kurulmuştur. 1971 yılında Arkeoloji ve Etnografya müzesinin başka bir binaya taşınmasıyla medrese, Türk İslam Eserleri olarak düzenlenmiştir.  Müze, Mimar Sinan’ın bal mumu heykeli ile başlar. Ardından hat eserleri, kesici ve delici aletler, ateşli silahlar, cam ve deri eserleri, ahşap eserler, çini eserler, islami paralar, saray-ı cedit, gaza odası, dokumacı, saray ve aya, sünnet odası, mutfak eşyaları, tekke eşyaları ve Kırkpınar odası gibi bölümler ile devam eder. Son olarak da bahçesi gezilebilir ve oradaki eserler de incelenebilir.

Müze Kart: Geçerli

(3)Arkeoloji ve Etnografya Müzesi:  Müzeye girdiğinizde ilk olarak Etnografya bölümü ile karşılaşırsınız. Etnografya bölümünde Balkan kültüründen izler taşıyan geleneksel kıyafetler ve halıların yanı sıra; kahve kültürü ve hamam kültürü gibi bölümlerde bulunmaktadır.. Özellikle kahve kültürü bölümünü dikkatle inceleyin derim. Kahveyi Viyanalılara nasıl kaptırmışız…

Etnografya bölümünden sonra Arkeoloji bölümüne geçilmektedir. Arkeoloji bölümünde görülecek eserlerin pek çoğu 1971-72 yıllarından beri devam eden Enez kazısının buluntuları denilebilir.

Bu eserler haricinde bahçede bulunan dormen ve menhirler de bulunmaktadır.

Müze Kart: Geçerli

Etnografya Bölümü

Arkeoloji Bölümü

(4)Hafızağa Konağı: İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin gizli cemiyet toplantıları bu binada yapılıyormuş. Şu an tadilatta olan bina yakın zamanda müzeye çevrilecek.

16807118_10211331699544799_958161704224381007_n.jpg

(5)Eski Cami: Eski Cami, Edirne’de Osmanlılar’dan günümüze ulaşabilmiş en eski anıtsal yapıdır. Yapımına Süleyman Çelebi tarafından 1403 yılında başlanmış ve 1414 yılında Çelebi Mehmet tarafından tamamlanmıştır. Camide Kabe’den düşmüş bir taş bulunmaktadır. Bu taşın ilginç bir hikayesi vardır. Rivayete göre, aşırı yağıştan dolayı Kabe’nin taşları dökülmüştür. Kabe emiri, bu taşları nasıl yerine koyacağını düşünürken rüyasına Hz. Muhammed (sav) girer ve o taşı Diyar-ı Rum’da bir camiye göndermesini ister. Böylece taş, Eski Cami’ye getirilir.

(6)Bedesten Çarşısı: Çelebi Sultan Mehmet’in 1417 – 1418’da Eski Cami’ye vakıf olarak yaptırdığı Bedesten Çarşısı, 14 kubbeli bir yapıya sahiptir. Edirne’de göz alıcı mimari yapılardan biridir.

(7)Rüstempaşa Kervansarayı: Kanuni Sultan Süleyman’ın Sadrazamı Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan kervansaray, 1972 yılında restore edilerek otel haline getirilmiştir.

(8)Üç Şerefeli Cami: Caminin yapımına 1437 yılında başlanmıştır. 1477’de ise tamamlanmıştır. Camiyi sultan II. Murad yaptırmıştır. Caminin mimarı o dönemin meşhur mimarlarından Mimar Muslihiddindir. Kendisi felçli bir mimardır. Mimarın yanında Şahabeddin usta da yardımcı olarak çalışmıştır.

(9)Ali Paşa Çarşısı: Çarşı, Kanuni Sultan Süleyman’ın dört yıl kadar sadrazamlığını yapan Hersekli Semiz Ali Paşa tarafından 1569 yılında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Çarşının kemerleri kırmızı ve beyaz taşlardan yapılmıştır ve çarşı 300 metre uzunluğundadır.

(17)Kırkpınar Yağlı Güreşleri: Edirne deyince akla gelen en önemli sportif etkinliklerden biri yağlı güreşlerdir. Her sene Edirne’de düzenli olarak gerçekleşen yağlı güreşlerin bu sene 10-16 Temmuz 2017 tarihleri arasında yapılacağı söylenmektedir. Temmuz ayında Edirne’ye yolunuz düşerse izleyebilirsiniz. Ayrıca, güreşlerin yapıldığı yerin ön tarafında önemli güreşçilerin heykelleri bulunmaktadır.

(19)Adalet Kasrı: Kasır, Edirne Sarayına Kanuni Sultan Süleyman döneminde eklenmiştir. Kanuni’nin kanunlarını burada yazdığı söylenmektedir. Kasır, bir dönem bakanlar kurulu ve yargıtay olarak kullanılmıştır. 

16649479_10211332078754279_1122890964443049826_n.jpg
Kasır, Tunca Nehri ile birleşince daha da güzel bir görüntüye bürünüyor.

(20)Balkan Savaşı Şehitliği: Balkan şehitliği, Edirne’de mutlaka görmeniz gereken yerlerden… Onlara çok şey borçluyuz.

(21)Edirne Sarayı Kalıntıları: Edirne’de ilk saray, I. Murat tarafından 1365 yılında yapılmıştır. Sonrasında ise II. Murat Tunca Adasını içine alan bölgede ikinci sarayı yaptırmaya başlamıştır. Fatih Sultan Mehmet döneminde saray genişletilmiştir. Bir dönemler padişahların ilgi odağı olan saraydan günümüze ise sadece kalıntıları kalmıştır.

16831189_10211332080514323_948576891681817014_n.jpg

(22)Sultan II. Bayezid Külliyesi: Külliye adından da anlaşılacağı üzere II. Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Külliyenin 1484 yılında temeli atılmış ve dört yıl içerisinde de tamamlanmıştır. Yüzyıllar boyunca bu külliye, tıp öğrencilerinin yetişmesini sağlamış ve hastalara şifa dağıtmıştır. Eğitim boyutunun yanı sıra hayır işleri de yapılmış, fakirlerin karınları doyurulmuştur. Ayrıca, külliye de bulunan şifahanede çok ilginç bir detay var. Bir dönem akıl hastaları müzikle tedavi ediliyormuş. Ne kadar güzel bir tedavi yöntemi değil mi?

Müzekart: Geçersiz. Bilet ücreti 5 TL.

(30) Tarihi Karaağaç Garı: II. Abdülhamit devrinde yaptırılmış. 1914 yılında yapımı bitirilmiştir. I. Dünya savaşı sonunda Osmanlı’nın sınırları dışında kalmış olsa da Lozan Antlaşması ile birlikte geri alınmıştır. Günümüzde Trakya Üniversitesinin rektörlük binası olarak kullanılıyor.

(31)Lozan Anıtı ve Müzesi: Anıt, Lozan Anlaşması ile Karaağaç’ın tekrardan Türk topraklarına kazandırılmasını ve bu anlaşma ile elde edilen diplomatik zaferi temsil ediyor. Anıtın hemen yakınında Lozan müzesi bulunuyor.

Müze Kart: Geçersiz. Bilet 5 TL.

(33)Şükrü Paşa Anıtı ve Balkan Savaşı Müzesi: Anıt ve müze 26 Mart 1913 Balkan Savaşı ve Şehitlerinin anısına yapılmıştır. Osmanlı askeri olan Mehmet Şükrü Paşa Edirne şehrini 155 gün boyunca zor koşullar altında savunmuştur. Bu sebeple mezarı da bu savunmaların gerçekleştiği bölgelerden biri olan Kıyık Tabya’ya getirilmiş ve burada anıtı dikilmiştir.

Müzeyi gezmek ücretsizdir.

Ayrıca;

Fatih Sultan Mehmet’in doğduğu bina: I. Murat döneminde yapılan Edirne Saray-ı Atik, daha sonraları Yıldırım Beyazıd, fetret devri, II. Murat, Mehmet Çelebi dönemlerinde genişletilerek büyük bir alana yayılmıştı. Sultan Selim Camii’den (Selimiye Camii) başlayarak II. Murat Camii (Muradiye) ve Mevlevihane’sine kadar genişleyen bu Saray’a ait Taşodalar’da II. Mehmed doğdu. Tacüttevarih 833 Recebin 7 si Cumartesi günü BAĞ-İ MURAD’TA GÜL-Ü MUHAMMEDİ açıldığını yazar. NEŞRİ tarihi de olayın aynı tarihlerde olduğunu söyler. Böylece Fatih Sultan Mehmed’in doğumu 1432 yılının 29 Mart’ında Saray-ı Atik’te Taşodalar’da gerçekleşir. Fatih Sultan Mehmed’e II. Murat babasının adını verir ve Fatih Sultan Mehmed tarihimize Edirneli Mehmed olarak geçer. (Bu bilgileri binanın girişinde bulunan bölümde görebilirsiniz.)

16938601_10211331690144564_2940861526532679405_n.jpg

Meriç Nehri: Uzunluğu 480 km’dir. Nehir Bulgaristan’dan doğarak Türkiye sınırlarına gelip buradan da Ege Denizi’ne dökülmektedir. Edirne’nin en güzel rotalarından biri olan Meriç Nehri, her daim size harika manzaralar sunacaktır.

Edirne Büyük Sinagogu: Edirne Büyük Sinagogu, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise 3. büyük sinagogudur. 1905 yılında yanan sinagog, II. Abdülhamit’in fermanı ile yeniden inşa edilmiş ve 1907’de tekrar hizmete girmiştir. 1983 yılına kadar açık olan sinagog, Yahudiler Edirne’yi terk edince kullanılmadı ve yıkılacak hale geldi. 2010 yılında restorasyona alınan sinagog, 2015 yılında yeniden kullanıma açıldı.

Yeme-İçme

Ciğer: Normalde ciğeri hiç sevmem. Kokusuna dahi tahammül edemem; fakat Edine ciğeri gerçekten çok lezzetli. Özellikle benim gibi ciğer sevmeyenlere denemelerini tavsiye ederim. Ciğer yemek için de Aydın Tava Ciğer‘i tercih edebilirsiniz. Bu arada birçok yerde Aydın tava ciğer yazar, siz önünde sıra olan Aydın Tava Ciğer’e yönelin. En ayırt edici özelliği bu 🙂

Kavala Kurabiyesi: Edirne’de Yunan kültürünün esintilerini de görebilirsiniz. Özellikle Kavala kurabiyesi bunlardan biridir. Tatlı severler için tadılması gereken bir lezzet olduğunu düşünüyorum.

Badem Ezmesi: Edirne’ye giderseniz mutlaka tadın ve hatta alın 🙂 Çok yemeniz halinde şeker komasına girebilirsiniz; fakat kararında yerseniz tadı damağınızda kalacaktır. Keçecizade ve Arslanzade‘den badem ezmesi alabilirsiniz.

Macun: Macun, Edirne’ye özgür bir lezzet değil; fakat Osmanlı dönemini hatırlatan bir lezzet. Külliye’den çıkarken tadına bakmıştım. Beğendim; fakat hepsinde karıştırdığıma pişman oldum. Hepsinden karıştırınca tadı ağırlaşıyor.

Kalınacak Gün

Hakkını vererek gezmek için en az üç gün kalmalısınız.

Konaklama

Saray Otel lokasyon açısından iyi bir oteldir. Tavsiye ederim (En son 2011’de gitmiştim. Temizlik olarak da fena değildi. Umarım değişmemiştir).

Edirne Festivalleri

Kakava – Hıdrellez Festivali: Her yılın 05-06 Mayıs tarihlerinde düzenlenir.
Bando ve Ciğer Festivali
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri

Benim için Edirne böyleydi… Sizin de eklemek istedikleriniz varsa yorum kısmında benimle paylaşın lütfen 🙂 Sevgiler…

2 Comments on “Edirne Gezi Rehberi”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir