Sultanahmet’ de aynı bölge içerisinde üç adet müze bulunuyor. Bunlar Çinili Köşk Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve İstanbul Arkeoloji Müzesi. Bu üç birbirinden değerli müzenin ilk ayağı olan; Eski Şark Eserleri Müzesindeyiz. Müzeye müze kart alarak ya da iş bankasının müze kart özelliği ile girebilirsiniz.
Girişte ilk olarak sizi Arap eserleri karşılıyor. Burada yazıtlı levhalar bulunuyor. O dönem yaşadıkları bir durumu ya da anlatacakları bir olayı muhteşem bir şekilde yazıtlara aktarmışlar.
Ayrıca çok ilginç heykellere de denk gelebiliyorsunuz. Fotoğrafta gördüğünüz heykel de o farklı heykellerden biri.
Heykel başları
M. Ö. 1 – M. S. 1. YY / Yemen-Su mermeri-Kireçtaşı
Güneş saati
Arami Yazıtlı / M. Ö. 1 YY
Yarım kubbe biçimindeki saatin içbükey yüzü , onbir radyal çizgi ile on iki bölüme ayrılmış. Üst kısmında bulunan merkeze dikey çubuk saatin ibresi olarak kullanılıyor. Güneşin hareketine göre ibrenin gölgesi , radyal çizgiler üzerine düşüyor. Güneşin doğuşundan batışına kadar , geçen zamanı on iki eşit birime ayırma sistemi Mezopotamya’da Sümer’den itibaren kullanılmış ise de Babil saati adı ile anılıyormuş.
Kabartmalı sütun parçası
M. S. 2. YY / Madain Salih- Kumtaşı
Kapı biçiminde mezar taşı
M. Ö. 2134-2040 Mısır-Kireçtaşı
Şimdi geçelim eski Mısır’da yapılan mumyalama tekniğine… Bilirsiniz mumyalama Mısır’da çok meşhurdur ve aslında biraz da teferruatlıdır. Müzede bulunan açıklamada uzun uzun anlatmış ama size ben kısaca şöyle özet geçeyim ; Mısır’da ilk mumya denemeleri M. Ö. 2770 yıllarında yapılmış. Mumyalama işlemi 13 aşamada yapılıyormuş. Beyin ve iç organlar çıkarılıyor , bağırsaklar mumyalanıyor , cesedin göğüs ve karın boşluğu geçici olarak dolduruluyor , vücut suyu alınıyor , vücut natron dışına çıkarılıp , su emici maddelerden arındırılıyor , vücut yağlanıyor , yüz delikleri kapatılıyor , vücut kaplanıyor ve vücut sargı bezleri ile sarılıyor. İnsan okurken bile yoruluyor, düşünün insanlar bunu vakti zamanında yapmışlar.
İşte az önce yapım işlemlerinden bahsettiğim mumyalar.
Ka Heykeli : Mısır dini inançlarında ölünün ruhunu temsil ediyor ve onun adına armağanlar kabul ediyormuş.
Yeni Krallık dönemi / M. Ö. 1550-1070 / Mısır / Kireçtaşı
Gelelim benim en sevdiğim köşelerden birine ; Çivi yazıları. Çivi yazılarını her zaman çok ilginç bulmuşumdur. Düşünün insanlar vakti zamanında duygularını , düşüncelerini bu taş parçalarının üzerine kazımak için ne emekler vermişler. Hele şu an ki teknoloji de iki kelime yazmaya bile erinen insanları gördükçe onların emekleri daha da büyüyor gözümde.
Gördüğünüz fotoğrafta ur-nammu yasası , hammurabi yasası , atasözleri kitabı , ev satın alma ile ilgili yasal bir belge ve en eski aşk şiiri gibi eserler bulunuyor.
Yeni Babil dönemindeyiz. Burada da çocuğunu emziren kadın heykelcikleri , lamassu başı modeli ve maymun heykelcikleri gibi eserler var.
Kuzey Mezopotamya uygarlığına ait eserler
Sadece uygarlık bazında da eserler değerlendirilmiyor. Tunç çağı , demir çağı gibi çağlar da baz alınıp eserler sunulmuş.
Bilin bakalım fotoğraftaki antlaşma hangi antlaşma? 🙂 Çok merak ettirmeden cevabı açıklıyorum ; Tarihte bilinen ilk uluslar arası antlaşma olan ; Kadeş Anlaşması. Antlaşma İ. Ö. 1269 yılında yapılmış ve o dönemin dili olan Akatça dilinde yazılmış. Kopyalarından bir tanesi Berlin’de , diğer ikisi ise İstanbul Arkeoloji müzelerinde bulunuyor.
|
Gönül isterdi ki tüm eserlerin tek tek fotoğraflarını çekip , altlarına uzun uzun bilgilerini yazayım ama o zaman müzeye gitmeye ne gerek kalırdı ki? Hepsini incelemiş olurdunuz. O yüzden az az merak ettire ettire yazmaya çalıştım : Umarım yolunuz düşer. Sevgilerimleee… 🙂
