Merhabalar. Günlerdir acımız içimizde, yüreğimizde! İnsanın yazma şevkini bile kırıyor bu yaşananlar ama bu ülkede kadınların yerini de göstermemiz lazım. Elimizden ne geliyorsa! Mesela benim elimden gelen şey bu ; yazmak! O yüzden ülke tanıtımlarına kaldığım yerden devam edeceğim.
Bugünkü tanıtım destinasyonum ; Dortmund. İnternette Dortmund yazdığınızda genellikle futbol kulübünü görürsünüz. Sanki turistik bir şey yok, ”Çay var içersen Dortmund’un maçları var seversen” havası var. Aslında bir nevi durum o 🙂 Dortmund gördüğüm kadarıyla önemli turistik değerler taşımıyor, daha çok orada yerleşik hayat kuranları düşünmüşler. Lakin ”Ben bir gezginim! Dünya üzerinde adım atmadığım kara parçası kalmamalı!” diyorsanız gidip görün. Yerleşim yerleri falan dememe bakmayın! Mutlaka ki her yerde görülecek, incelenecek yerler vardır. Ama bazı yerler turizm krallığı iken bazı yerlerde turizm kasabasıdır.
Biz arkadaşımla biraz akraba ziyareti modunda olduğumuz için orada hem yerleşik hem de turistik yaşamı aynı anda yaşadık. Öncelikle gittiğinizde dikkat edeceksiniz ki orada yaklaşık %50 oranında Türk var 🙂 Abartmıyorum! Hala mı inanamadınız? Alın size küçük bir kanıt.
Hiç beklemediğiniz bir yerde ya da bir anda karşınızda Türk bitebiliyor. Tabi ”Türk var ooo rahatız” diye sevinmeyin 🙂 Mesela alışveriş merkezlerinde çalışan Türklerin Türkçe konuşmaları yasak. O anlamda bazı yerler sıkıntılı.
”Biz gittik o kadar Dortmund’a alışveriş merkezinde mi dolaşacağız? Aynısı hatta alası var bizim memlekette!” demeyin 🙂 Evet alası var ama o kadar ucuzu yok 🙂 Primark’a bile girmeniz kendinizi kaybetmeniz için yeterli. Hele marketlerdeki ucuz kozmetik ürünlerini görüp de kendini kaybetmeyen bayan bizden değildir 🙂
Gel gelelim ulaşıma 🙂 Dortmund trafik yoğunluğu olan bir şehir değil. Gideceğiniz yer için otobüs, metro ve tren mevcut. Yarım saatte Almanya’nın başka bir şehrine geçebilmek bile mümkün 🙂
Şimdi benim gibi müze manyağının tek tek müze anlatması lazımdı ama dedim ya biraz akraba ziyareti gibiydi. O yüzden müze gezemedim , gezgin kimliğimi cafelerde ve alışveriş merkezilerinde sürdürdüm 🙂
Kafe kafe deyip duruyorum o zaman gelelim en önemli fasıla ; Burada ne yiyip içilir? Turistik mekan kısıtlı olabilir ama yiyecek içecek anlamında gayet zengin Dortmund. Gittiğim bazı yabancı ülkelerde yiyecek bir şey bulamayıp aynı yemeğe talim olduğumu bilirim; ama Dortmund’da bu yok. Adım başı Türk lokantası var desem abartmam herhalde 🙂 Bir de bunlara ek nargile cafeler de var. Zamanım kısıtlıydı yiyemedim ama döneri pek meşhurmuş. Daha doğrusu Almanya’daki Türklerin yaptığı döner bayağı övülüyor. Ek olarak ; Alex diye popüler bir mekanları var 🙂 Buranın Midpoint’i gibiymiş kendisi 🙂
Oraya ramazan döneminde de giderseniz Dortmund Ramazan Festivali de var 🙂 İçeri de eğlenceler oluyor. Adım başı yine Türk yemekleri , hediyelik eşya satan yerler… Ama şunu demeliyim ki; hediyelik eşya satan yerlerde satıcının kabasına denk geldiniz mi fena. Ben bir tanesine denk geldim. ”Adama paket yapar mısınız?” dedim ve ”Paketi de siz yapın!” cevabını aldım oturdum yerime. Gönül isterdi hediyeyi almadan çıkmak ama aciliyeti vardı maalesef ki 🙂 Neyse… Uzun lafın kısası ; ben çok beğendim. Hem doyurucu hem de eğlenceli 🙂 Bu arada oraya giriş ücretli ama ödeyeceğiniz miktar cüzi bir miktar.
Yedik, içtik ,sanırım doyduk… Şimdi dönme vakti 🙂 Son olarak dönüş yolundaki fotoğraflarımı paylaşıp yazımı sonlandırmak istiyorum.
Sevgilerimleee…. 🙂
