Turizm Eğitimi

Merhabalar 🙂 Uzun zamandır gezdiğimi , tozduğumu, yazdığımı ve merak edilen konular kısmını pek bir boş bıraktığımı farkettim. Veee işe koyulayım dedim.

Bugünkü ”Merak edilen konular” bölümündeki yazım, turizm eğitimi almak isteyen arkadaşlar için olacak. Öncelikle turizm sektörü ve turizm eğitimi bağını size etraflıca anlatmak isterim.

Turizm sektörüne aday olan öğrencilerin genellikle çok keyifli düşünceleri vardır 🙂 Bu işin lisesinden yetişen tecrübelidir ama lisede yetişmeden yaptığı tatillerle bu bölümü seçen kişiler şaşırır kalır(Örneğin; ben).

”Deniz, kum, güneş , Ohhh ben arada yüzerim ya!” , ”Düşünsene her milletten insan kaç tane dil öğrenirsin kızıımm!” gibi düşünceler beyninizi çelecektir; fakat çeldikten ve bölümü seçtikten sonra karşılaşacağınız tablo biraz farklıdır. Bu sadece turizm için de değil; her meslek için böyle. Meslek seçiminde hayalperest olmayın yani!

Bir de bizim sektör malum her dil bilenin ”Ben yaparım!” dediği bir sektör olduğu için sizde haklı olarak; ”Herhangi bir adamın yapabildiği bir işin bölümünü neden okuyayım?” diyebilirsiniz. Bence demeyin! 🙂 Bizim sektördeki en önemli eksik; kalifiye eleman. O eksiklik de turizm eğitimi almış, uygulama ve teori anlamında iyi yetişmiş, genç ve dinamik olan neferlerle kapanacaktır.

Peki nedir bu turizm eğitimi? Nasıl gerçekleşir? Öncelikle turizm eğitimi size sosyolojik, iktisadi, hukuki ve alanınızla ilgili temel bilgiler sağlayacaktır. Tabi bu süreç içerisinde dil eğitimleri de alacaksınız. Hele bölümünüzü İngilizce okuyorsanız yemeyin de yanında yatın 🙂 Size büyük avantaj sağlayacaktır. Ama İngilizce bölüm olması şart mıdır? Tabi ki değil. Ben İstanbul Üniversitesinde okuyorum ve bizde %30 İngilizce %70 Türkçe. İkinci dil olarak da Almanca alıyoruz.

1 sene hazırlık eğitimi aldım , dil okuluna gittim ve sektörde çalıştım. Bunlara ek olarak; hedefim akademisyenlik olduğu için YDS ile uğraştım. Böyle böyle İngilizce yer etti hatta ikinci bir dile de (mecburen) geçtim. Bu biraz kendinizi geliştirmekle alakalı. Hedefiniz turizm işletmeciliği okumaksa ve kariyer planınız turizm işletmeciliği üzerine ise İngilizceyi 4 sene içerisinde halledin. Bence ideal bir süre. Zaten sektörde çalışarak da dil okuluna gitmiş kadar rahat halledebilirsiniz (Ön büro ve yiyecek içecek bölümlerinde).

Ayrıca ikinci diliniz mutlaka olsun. İngilizce kadar vakıf olmasanız bile kendinizi ifade edin ve turizm terimlerini anlayın yeter. Belli şeylerdir zaten (Arada ekstrem misafirler olsa da).

Sektörün avantajları ve dezavantajlarına gelelim. Hani başta ”Kaç dil öğrenirsin kızım!!” diyen arkadaş vardı ya; onu çağıralım ve hakkını verelim. Çünkü dediği doğru. ”Aman şu Alman’a laf anlatayım. Ich werdee… Ayy şu İspanyol kardeşimiz İngilizce bilmiyor. Holaaa!” derken bir bakıyorsunuz az buçukta olsa başka dillerde kelime öğrenmeye başlamışsınız. Tabi bu avantaj; lakin hep muhteşem turistler gelmiyor. Şimdi burada millet adı verip ırkçı gibi görünmeyeyim; ama bazı milletler var ki ”Ah be canım üstüne ben para vereyim tatilini sen evinde ayaklarını kovaya bandırarak yap :)” diyesiniz geliyor. Bu kadar sorunlu , bu kadar problemli… Her sektörde insanla uğraşmak ciddi bir insanlık sınavı; ama turizmde bu uluslar arası bir hal alıyor ve problemleri çözebilmek için diğer kültür insanını iyi analiz etmeniz gerekiyor. Kendi milletinin insanı değil , huyunu bilmezsin , suyunu bilmezsin. Zor işler zor 🙂

Bir de avantaj mı dezavantaj mı size bıraktığım shiftli çalışmak var. Turizm sektöründe genelde sizi robot olarak görürler. Sizin ihtiyaçlarınız yoktur ve siz sadece kendinizi turizm sektörüne adamak için robot olarak dünyaya gelmişsinizdir. Tabi bu hadise kurumun çalışma prensibine göre değişir. Bazıları insan olduğunuzu hatırlar 🙂

Bir de mesai kavramı; turizmde biraz farklı. Yani; siz yiyecek-içecek ya da ön büroda iseniz shift sizin kaderinizdir ama satış departmanında iseniz sadece etkinliklere kalır; düğün, toplantı, sünnet, kutlama vb. organizasyonları düzenlersiniz.

Ayrıca otelciliğin can damarı; yiyecek-içecek, ön büro ve kat hizmetleridir. Bunlar olmadan otel otellikten çıkar. Size de turizmi özellikle yiyecek-içecek ve ön büro departmanları öğreteceği için bu bölümlerde mutlaka staj veya çalışma tecrübesi edinin derim.

Bu işin eğitim düzeyinde üç aşama vardır ;

Bunlardan ilki, turizm liseleri : Tecrübe etmedim 🙂 Ama edenlerden duyduğum ve gördüğüm kadarıyla ilk dönem ; ders dönemi , ikinci dönem ise ; staj dönemi. Yaklaşık 5-6 ay bir staj süresi var. Lise stajyeri olmak bence pek avantajlı. Hem para alıyor hem iş öğreniyor hem de çok genç yaşta sektöre atılıyorlar. Ayrıca direkt iki yıllığa geçme hakları var.

İkinci aşama; Ön lisans ve lisans : Ben ikisini de tecrübe ettim ve şunu diyebilirim ki ; işi öğrenmek isteyen ön lisans; yönetici olmak isteyen ise lisans okumalı! Çünkü ben turizmde alan adına ne öğrendiysem  iki yıllıkta öğrendim. İki senenin yaklaşık bir buçuk senesi staj ile geçti. Bana çok şey kazandırdı ama iki yıllık mezunu olduğunuz zaman ara eleman sıfatından kurtulmanız zor. Yine en azından açık öğretim okuyup dört yıllığa tamamlamanız kariyeriniz için önemli. Turizm bakanlığına atanmak , bir turizm işletmecisi olabilmek veya akademisyen olabilmek için de lisans mezunu olmanız gerekiyor. ( Turizm bakanlığına ön lisans mezunu olarak da atanabiliyorsunuz. ) Lisans mezunu olmak her zaman sektörde önünüzü açacak; fakat bu işte tecrübe de şart! Üniversite okusanız bile; fakülte mezunu olmanıza bakmadan sizi sektörde en alttan başlatıyorlar. Kimse lisans mezunusunuz diye sizi yönetici yapmıyor. Hatta 2 yıllık bir mezunun sizden üstte olabilmesi bile mümkün 🙂

Üçüncü aşama; Yüksek Lisans ve Doktora : Öncelikle hedefiniz akademisyenlik ise bu ikiliden kaçışınız yok; fakat herkes sadece akademik amaçla mı düşünmeli? ”Hayır!” Amacınız işinizde daha hızlı ilerlemek de olabilir. Sonuçta alanınız hakkında kendinizi daha da geliştirmek , araştırmalar yapmak , tezler ortaya koymak sizin için çok faydalı bir hareket olacaktır. Bu arada unutmadan ; akademisyenlik istiyorsanız ya da sadece doktoraya devam etmek istiyorsanız tezli yüksek lisans yapmanız şart! Eğer sadece yöneticilik alanında uzun sürmeyen bir eğitim düşünüyorsanız MBA ya da tezsiz yüksek lisans da iyi bir seçenek. Bir ya da bir buçuk sene sürüyor. Tezsiz yüksek lisans da ALES şartı da kaldırıldı. MBA içinde en az 2 sene deneyim gerekiyor diye biliyorum.

Son olarak ; turizm okumayı tavsiye eder miyim? 🙂 Evet kesinlikle ederim. Varsın zor şartları olsun. Böyle okurken keyif alınan , gezdiğiniz her bir kara parçasını size bambaşka bir bakış açısı ile inceleten , sizde gezme hastalığı yapan kaç bölüm var ki? Benim aklıma başka bir bölüm gelmedi. Tabi bunlar benim şahsi düşüncelerim ve hep söylüyorum ; Dünyaya bir daha gelsem yine turizm okurum.

Umarım yardımcı olabilmişimdir 🙂

Sevgilerimleee… 🙂

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir