İlk Yurt Dışı Tecrübem -1-

Yıl 2012… O zamanlar daha hazırlık okuyan bir turizm öğrencisiyim. Lise yıllarında İngilizce ile olan bağlarımızı kati suretle koparmalarından ve benimde ÖSS illetiyle boğuşmamdan mütevellit İngilizce ile arama dağlar girmiş. Debeleniyorum bir şeyler öğrenmek için… Present Perfect’e en zor konu diyen ben, Present Perfect’in bilmem kaçıncı aşamalarını görüyorum…

Zorluklarında etkisiyle isyanlar alıyor başını gidiyor. Dedim ki; bu iş böyle olmayacak. Benim yurt dışına gitmem lazım.  Tabi, bu sadece sizin isteğinizle olacak bir iş değil. İzin almanız gereken bir anne, babanız var. Benim için en zor aşamalardan biri de oydu zaten.

Bir kere aşırı pimpirikli bir annem var. Bana 10 dakika ulaşamasın, başıma bir şey geldi diye Müge Anlı’ya çıkar. ”Kalp krizi geçirdim!” der durur. Babam daha sakindir anneme göre. Şimdi bu ikiliyi ikna etmek(özellikle annemi) ne kadar zamanımı aldı dersiniz? 1 yıl.

N’aptım ettim kandırdım ama 🙂 ”Londra’da yaşayacağım!” dedim, allem ettim kullem ettim ve başardım. Annemi kolundan tuttuğum gibi götürdüm dil okuluna. Tabi o sırada işin ciddiyetinde değilsiniz. Gitme heyecanı var ya! ”Ohoo hemen gideyim!, Alalım bileti ya!, Bir ay yetmez iki ay en az!” gibi klişe cümleler dilinizde dönüp duruyor.

Bir de bunlar yetmiyormuş gibi sizin aklınızı çelenler grubu var. ”Yaa orada yüzüne bakmazlar!”, Irkçılarmış kızıaaaıımm!” tarzında konuşmaları olan, şehri bin kere hatim ettiği sanılan; fakat tek bilgisi Şükriye teyzesinin kızı Fikriye’nin yurt dışı macerası hakkında duyduklarından ibaret olan gruptur bu..( Tavsiye: Önemsemeyin!)

Tabi bu kadar aşamayı atlatıp gitmeye hazırlanma aşaması var; umutlarınızı, hayallerinizi ve heyecanlarınızı valizinize koyduğunuz… İnsan ne yapacağını hem çok iyi biliyor hem de bilmiyor. Mahcup olmaktan, ”Yapamadım!” deyip dönmekten korkuyor. Ben çok korkmuştum mesela. Hep dua ettim giderken ”Yapamadım!” cümlesini kurmamak için…

Vee veda vakti… Ailenize, doğup büyüdüğünüz şehre, okulunuza, arkadaşlarınıza ve daha nicelerine… Hava limanında sizi uğurlayanları öpüp koklayıp emin adımlarla ilerliyorsunuz kontrol için. Daha önceden bir çok kez ailemle geçtim o kontrolden. Hep Kıbrıs’a giderdik; fakat o sırada tektim, ailem İstanbul’da kalacaktı ve ben Londra’ya uçacaktım. Yani; çocukluk hayallerime, kitaplarda gördüğüm ve ”Bunu canlı canlı gördüğüm gün yurt dışına çıktım diyeceğim.” dediğim Big Ben’e, yeni evime ve yeni okuluma…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir