Mavi Köşk

Kıbrıs’taki tartışmasız en ilginç yer olan Mavi Köşk’ten bahsedeceğim bu yazımda 🙂 Paulo Paolides  adlı bir silah tüccarına ait olan Mavi Köşk bugüne kadar gittiğim yerler arasındaki en ilginç sayabileceğim yer. Bir evin her bir tuğlası bu kadar akıl dolu olabilir mi? Oturulan koltuktan, takılan perdeye kadar her şey o kadar akıl dolu ki… Hani ‘Anlatılmaz yaşanır.’ derler ya cidden öyle.

İçeride fotoğraf çekimi yasak olduğu için mecburen dış çekim fotoğraflarını paylaşacağım 🙂 Gönül isterdi ki; gördüğüm farklılıkları sizin içinde resmedeyim ama artık sizin gidişinize kısmet bu farklılıkları görmek.

Eve girerken; orada görevli bir asker giren gruba rehberlik yapıyor. İlk olarak; evin girişinden başlıyoruz. Salona doğru ilerlediğimizde ortada ihtişamlı bir havuz bulunuyor. Gelen konukların burada süt banyosu yaptığı (konuklardan birinin Sophia Loren olduğu ) söyleniyor. Salonun sağ tarafı bekleme, sol tarafı ise müzik odası. Tabi dönemin modasına göre döşenmiş. Bekleme bölümünün duvarında duran tabloda ressamın parmak izlerini görebiliyorsunuz. Muhteşem bir tablo.

Salondan geçelim kütüphaneye 🙂 İşte akıl doluluk diyebileceğim kısımlar burada başlıyor 🙂 Kütüphanede bulunan koltuk ve masa ceylan derisinden yapılmış. Koltuğun özelliği ise; belli bir süre sonunda insanı çivi gibi dümdüz ve sert yapıp uyumasını engellemesi. Sınav dönemlerinde böyle bir koltuğum olsa ne de güzel olurdu diye geçirmedim değil içimden 🙂 Ayrıca kütüphanenin perdesi de 5 kat elyaftan yapılmış. Kapatıldığı an en ufak bir ses duyamıyor ya da en ufak bir ışık demeti göremiyorsunuz. Bu kadar detaydan anladığım kadarıyla; Paulo Paolides işini çok ciddiye alan ve çalışkan bir insanmış.

Sonra üst kata çıkıyoruz. Üst katta galoş giymek gerekiyor. Koridorlardaki süs eşyaları dikkati çekiyor başta. Özellikle ‘Denge Heykeli’. Evin merkezinde duran bu heykel deprem sırasında ev halkını uyarıyormuş.

Üst kat, aynı zamanda, odaların da bulunduğu kat. Bu arada, oda dediğime bakmayın; çünkü bu odalar bildiğiniz odalardan bazı konularda biraz farklı 🙂 Her bir oda ayrı bir renge her bir renkte ayrı bir vasfa sahip. Mesela ;

Mavi oda; misafir odası. Köşesindeki çiçek şeklindeki aynada odanın tüm köşelerini görebilirsiniz.

Kırmızı oda; mafya adamlarıyla yaptığı toplantılar için kullandığı oda imiş. Ortada olan masada olayları konuşup kendi masasında da kararları verirmiş. Kırmızı odadaki Meryem Ana tablosu da ilgi çekici detaylardan. Tabloda Meryem Ana’ya hangi açıdan bakarsanız bakın gözleri size bakıyor.

Sarı oda; çocuğu olmayan ama çocukları çok sevdiği söylenen Paolides’in çocuklar için yaptırdığı oda. Bu odanın en önemli özelliği depreme dayanıklı oluşu. Ayrıca odadaki çekmece kulpları da çocukların cinsiyetine göre mavi ya da pembe renkteler.

Yeşil oda;  salon takımı ve yemek masası bu odada bulunuyor. Dinlenme ve keyif odası olarak kullanılan bu odada koltuklar yeşil renk ve belli bir süre sonra insanın uykusunu getiren bir kumaştan yapılmış. Yani bunlarda da bir sihir var 🙂 Ayrıca bu odada televizyonda bulunuyor.

Paulo Paolidesin’in yatak odası; Oldukça sade döşenmiş. Mobilyalarında kullandığı renkler bile sadeliği çağrıştırıyor.

Odaları bolca gezdikten sonra çıkıyoruz terasa 🙂 Tabi burada da ince detaylar olmazsa olmaz. Mesela; Bukalemun yağıyla yağlanıp her mevsim değişen dolaptan tutunda, insan figürü olan sehpalara ve hatta kadın, erkek heykeli şarap şişelerine kadar. Her şey çok özel bir şekilde tasarlanmış. Ayrıca terasın manzarası da muhteşem.

Taverna; Tavernadaki sandalyeler oda renklerine uygun konulmuş. Misafirler mavi, çocuklar sarı ve mafya babaları kırmızı olan masalarda otururmuş.

Bu akıl dolu evi bölüm bölüm gezdikten sonra bahçesine çıkıyoruz. Ev bu kadar akıl dolu olur da bahçesi olmaz mı? Olur 🙂 Bahçede aslanlı bir çeşme bulunuyor. Bu çeşmeden şarap akıyormuş. Bu çeşmeden biraz daha ileriye yürüdüğünüzde başka bir çeşmeye daha rastlıyorsunuz. Bu çeşme İtalya’daki aşk çeşmesine benziyor. Burada dilek diliyorsunuz. Dilek dilerken, sırtınız çeşmeye dönük bir şekilde elinizi geriye doğru savurup bozuk para atmanız gerekiyor.

Çeşmenin biraz ilerisinde küçük bir amfi tiyatro var. Kendisi aynı zamanda bir avukat olan Paulo duruşmalardan önce amfi tiyatronun olduğu yerin ortasında prova yaparmış. Orta yerde mavi bir daire var ve bu dairenin özelliği; o bölüme geçince sesiniz yankılanıyor, o bölümden uzaklaşınca yankı bitiyor 🙂 Kaç kere denedim hatırlamıyorum ama bayağı eğlenceliydi 🙂 Birde her yer yeşillik bir güzel bir güzel…Hem ortam hem yapı muhteşem 🙂

Amfi tiyatro bölümünden ilerledikten sonra köşkün son bölümüne geliyoruz. Köşkün bahçesi, dağları ve boğazı görüyor hatta akşamları Anamur’daki ışıklar bile görünüyormuş; fakat daha görebilen yokmuş ışıkları 🙂 Ayrıca bu ev, çevresindeki dağların tepelerinden bile görülmüyormuş. Ben pek gizli bulmadım ama bilemiyorum 🙂

Yani uzun lafın kısası bu ilginç köşkü gidin, görün. Dünya üzerinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden 🙂

Bu arada ek bir bilgi; Paolides bu evi yapan arkadaşını da sırrını kimseye vermesin diye öldürmüş ve kendisi 13 sayısına sempati duyduğu için evdeki birçok şey 13 sayısına göre yapılmış.

Sevgilerimlee… 🙂

 

 

 

0 Comments on “Mavi Köşk”

  1. Geri bildirim: Girne Gezi Rehberi |
  2. Geri bildirim: Girne Gezi Rehberi |

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir