Viyana Gezi Rehberi -1

Prag-Viyana ve Budapeşte turumun ikinci ayağı olan Viyana’dayız şimdi. Viyana, bizden biri gibi. Gün geçtikçe artan Türk nüfusu sayesinde kendinizi orada yabancı gibi hissetmiyorsunuz. Markette, yolda, taksi de kısacası aklınıza gelebilecek bir çok yerde Türklere rastlamanız mümkün.

Her ne kadar Viyana’yı anlatmaya bizimkilerden başlasam da Viyana’nın tek özelliği bu değil tabi ki. Koskoca Hofsburg hanedanlığını bünyesinde barındırmış; ihtişamı doruklarda yaşayan bir şehir Viyana. Gece olunca da prensesler gibi kapanıyor içine…

8’de hayat duruyor orada. Marketler kapalı, kafeler sessiz. Viyana’ya gidip doyasıya gece hayatı yaşayanları merak ettim doğrusu 🙂 Çünkü, gerçekten o şehir de eğlence nasıl gerçekleşiyor anlamak mümkün değil.

Zaten Viyana’ya gidiyorsanız da derdiniz eğlenmek olmasın sadece. Gezilecek o kadar yeri var ki; kendinizi Viyana’da kaybedin. Peki nerelerde kaybedeceksiniz kendinizi? Hemen yazıyorum 🙂

Gezilecek Yerler

Opera Binası: Viyana demek sanat demek. Sanat demek opera demek. Viyana’ya gittiğiniz zaman mutlaka opera binasını görün; hatta imkan yaratabilirseniz bir performansta izleyin(Ben yaratamadım).

Veba Anıtı: Orta Avrupa’nın bir çok yerinde bu anıta rastlamanız mümkün. Anıtın dikiliş amacı; vebadan kurtardığı için Allah’a şükretmek.

Hofsburg Sarayı: Öncelikle bu saray ile ilgili şu bilgiyi vermek istiyorum; Schönbrunn Sarayı, Sisi müzesi ve Hofsburg sarayına girmek için kombine bilet alabilirsiniz. Bu bilet ”Sisi ticket” olarak geçiyor. Kombine biletler öğrenci için 25; yetişkinler için ise 28 Euro. Bu arada, Viyana’da da ”Sen AB öğrencisi değilsin!” durumu yok. Öğrenci olan herkes indirimden faydalanabiliyor.

Saraya gelecek olursak; Hofsburg sarayı, 1279 yılından beridir bir çok imparatorluk ve cumhuriyet rejimlerine şahit olmuş. Viyana’nın kalbinde bulunan ve monarşinin politik merkezi olarak sayılan bir saraymış. Genelde kışlık olarak bu saray tercih ediliyormuş.

Sisi Museum: Sisi’nin ne kadar efsane bir kadın olduğunu müzesine girince anlıyorsunuz. Sisi’ye ait eşyaların olduğu bu müzedeki kıyafetleri görün, şok geçirirsiniz. O dönemlerin ikoncanı Sisi Sert, pardon (sadece) Sisi imiş 🙂 Bu arada; tam bir güzellik düşkünü olan Sisi, son resmini 30’lu yaşlarında yaptırmış ve sonrasında hiç bir şekilde kendini göstermemiş. Hep suratını siyah şeylerle gizlemiş. Bir de bir diyet programı var kiiii… Zayıf kalmak için yeri gelir sadece süt içer ve meyveyle beslenirmiş. O zamanlar böyle Şeyda Coşkun’lar yok tabiii…

Imperial Silver Collection: Sisi Müzesinden önce durağınız bu bölüm oluyor. İçerisinde kaba bir tabirle; tabak, çanak var. Tabi, böyle dedim diye bildiğiniz tabak, çanaklar gibi hayal etmeyin. Eski dönemleri temsil eden, altın ve gümüşten, çok başarılı koleksiyonlar yer alıyor içerisinde.

Schönburnn Sarayı: Saray, Habsburg hanedanlığının yazlığı niteliğinde kullanılan, ihtişamı ile bakmaya doyamadığınız muhteşem bir yapı. 1996 yılında UNESCO’nun koruması altına alınmış.

İçerisini gezebilmeniz için 09:00’da orada olmanız yeterli. Benim gibi sabahın 8’inde de gidebilirsiniz tabi. Öyle gitmek aslında daha mantıklı. Çünkü aşırı derece de geniş bir bahçesi var. Ayrıca, saray bahçesinin bulunduğu alanda, tatlı deneyim evi(desert experience house), palmiye evi(palm house) ve hayvanat bahçesi de var.

Doğruyu söylemem gerekirse ben üçüne de girmek yerine onları uzaktan kestim 🙂 Palmiye evi, aslında adı üzerinde; içerisinde bir çok bitki türü bulunan bir alandı. Tatlı deneyim evi de Palmiye evi gibiydi. Oraya giriş 5 Euro. Başta da dediğim gibi ben uzaktan seyrettim çünkü hepsine para vermeye kalksam bütçem sarsılacaktı. Sizde elinizde ”sisi ticket” ile gidip, sanki orada geçerli olduğunu sanıyormuşsunuz gibi orayı kesebilirsiniz 🙂

Veee gelelim sarayın içine. Saat 09:00’ı gösterince hemen bittim sarayın kapısında. Daha önceden Paris’te Versailles sarayını görenler küçük çaplı bir dejavu yaşayabilirler. Oranın birebir aynısı olmasa da Versailles sarayını anmanızı sağlıyor 🙂

Sarayı gezerken girişte temin edeceğiniz Türkçe rehber, sizin büyük yardımcınız oluyor. Ayrıca vestiyer bölümüne de eşyalarınızı bırakıp rahat rahat geziyorsunuz. Gönül isterdi müzeden bir kaç kare koymak ama maalesef ki sarayda fotoğraf çekimi yasak 🙁

Fotoğraf çekiminin yasak oluşu bilgi vermeye engel mi? Katiyen değil 🙂 Sarayın içinde bulunan ihtişam odaları, Franz Joseph’in çalışma odası, Franz Joseph ve Elizabeth’in yatak odası, kabul salonu, bilardo odası, Marie Antoniette odası gibi sayabileceğim bir çok oda var. Bunlar o kadar oda içerisinden sadece az bir bölümü diyebiliriz.

Bu arada  http://www.imperial-austria.at/schoenbrunn-palace-concerts.html adresinden sarayda düzenlenen konser biletlerine de ulaşabilirsiniz. Tabi, sadece sarayı gidip görmek istiyorsanız da ”sisi ticket” yeterli 🙂

Albertina Müzesi: Kendisini maalesef ki gezebilme fırsatım olmadı; fakat grafik eserleri anlamında çok önemli bir müzeymiş Albertina. Çarşamba günleri 10:00-21:00 arası açık olan müze; diğer günler ise 10:00-18:00 arası açık. Yetişkinlere 12.90 Euro, kıdemli turistlere 9.90 Euro öğrencilere ise(26 yaşa kadar) 8.50 Euro.

St. Peter’s Church: Viyana’nın merkezinde bulunan muhteşem kiliselerden biri. İç tasarımına gerçekten hayran kalacaksınız. Kendisi barok tarzda bir katolik kilisesi.

Stephen Katedrali: Viyana’nın meşhur katedrallerinden biri. Romanesk ve Gotik tarzda olan katedral, 1147 yılında inşa edilmiş. Katedral Stephanplatz‘da bulunuyor.

Viyana Sanat Tarihi Müzesi: Franz Joseph I tarafından 1891 yılında açılmış. Maria-Theresien-Platz’da bulunan sanat tarihi müzesinde aslında bizi en enterese eden bölüm ”Ephesus” yani ”Efes” bölümü. Bu bölümde, Efes’ten getirilen tarihi kalıntılar sergilenmekteymiş. Müze kişi başı 15 Euro. Perşembe 10:00-21:00 arası; diğer günler ise 10:00-18:00 arası açık. Eylül ile Mayıs arası giderseniz de salı ve pazar 10:00-18:00; perşembe ise 10:00-21:00 arası açık.

Natural History Museum: Sanat tarihi müzesi ile karşılıklı olan bu müze, sanat tarihi müzesiyle aynı tarihte açılmış. İlk koleksiyonların sunulması 250 yıldan fazla bir süre önce gerçekleşmiş. Daha önce Londra’da The National History Museum‘a gitmiş olanların bu müzede dejavu yaşayacağını düşünüyorum. Müzeye giriş ücreti; 10 Euro. Salı günleri kapalı olan müze diğer günler 10:00-18:00 arası açık. Çarşamba günü ise 10:00-21:00 arası açık.

Mozart’ın Evi: Büyük müzisyenlerden Mozart’ın evini ziyaret etmeden Viyana’dan ayrılmak mı? Asla! 🙂 İçerisinde Mozart’ın nota sayfaları, yaşamına dair bilgiler, fotoğrafları gibi pek çok şeyi bulabileceğiniz bu evi, mutlaka ziyaret edin. Ben gezerken bayağı severek gezmiştim, resmen insana huzur veriyor ev 🙂 Müzeye giriş ücreti; 10 Euro ve müze 10:00-19:00 arası açık.

Sigmund Freud Müzesi: İşte gidemediğim müzelerden biri daha… Kendisinin büyük hayranlarından biri olmama rağmen müzesini ziyaret edemedim 🙁 Ben gidemedim; siz yolunuz düşerse gidin diye yazdım. Müze yetişkinler için 10 Euro, öğrenciler için ise 7,5 Euro. Müze her gün 10:00-18:00 arası açık.

Viyana Müzesi: Müze Karlsplatz’da bulunuyor. Her ayın ilk pazar günü ücretsiz olan müze; aynı zamanda, 19 yaş altına da ücretsiz. Salıdan pazara kadar ve bayram dönemlerinde 10:00-18:00 arası, 24-31 Aralık arası ise 10:00-14:00 arası açık. Yetişkinler için 10 Euro olan müze, kıdemli turistlere, öğrencilere, engellilere, Viyana kart sahiplerine ve 10 veya daha fazla kişilik gruplara 7 Euro.

Gezilecek yerler bu şekilde 🙂 Tabi ki listeye eklenecek bir çok yer var ama onu da gezdikçe listenize eklersiniz. 2. yazımda yeme-içme, ulaşım, hediyelik eşya vb. bir çok olaya değineceğim. Sevgilerimleeee… 🙂

Not: Viyana için en az 2-3 gün şart. İnanın yazdıklarım içinde gidemediğim ve içimde kalan müzeler oldu. 1 gün Viyana’ya yetmiyor…