Seyahatlerimizden bahsederken sadece “nereye gittik, ne gördük, ne aldık?” gibi fiziksel kavramların üzerinde dururuz. Oysa ki gidip gelme eyleminin içine o kadar şey sığdırırız ki bazen bunu biz bile fark edemeyiz. Seyahat bizi etkisi altına alır ve bir bakarız ki eski benliğimizden yavaşça uzaklaşıyoruz. Peki bu seyahatler bizi nasıl etkisi altına alıyor? Merak ettim araştırdım ve sizin için derledim.
1-Uzun seyahatler karakterinizi etkiler!
Kesinlikle doğru. Birçok arkadaşınızda yurt dışına gidip geldikten sonra çeşitli değişimler fark etmişsinizdir. 2 aylığına bile gitse 2 ay sonra onda bazı değişimler olmuştur. Gittiği kültüre bağlı olarak ya daha rahat yaşayan biri haline gelmiştir ya hayata daha realist bakmaya başlamıştır. Fark edilen tek gerçek; ondaki değişimdir.
En basiti kendimden örnek vereyim; Londra’da 2 ay kaldıktan sonra 20 sene yaşamış olduğum İstanbul’u sorgulamaya başladım. “Dönünce biz neden öyle yaşayamıyoruz?” diye sorgulayıp, kendi düzenimi kendim kuracağım düşüncesine kadar eriştim. Sonrası mı? Tamamen olmasa da fabrika ayarlarıma geri döndüm! 🙂
2-Daha yaratıcı olursunuz!
Düşünün sürekli seyahat eden bir insanın gün içerisinde karşılaştığı farklı durumları ve bunlar için getirdiği çözüm önerilerini… Hem çeşitli olaylarla karşılaşmak hem de farklı kültürlere karışıp farklı düşünce yapılarını tanımak insanı ister istemez diğerlerinden farklı düşünmeye itecektir. Kişiye çok yönlülük kazandıracak ve tek düze bir bakış açısı ile olayları ele almasını engelleyecektir.
3-İnsanlığa güven ve inanç duygunuz artar!
Açıkçası ben bu durumu ülke imajını olumlu algılama ile ilişkilendiriyorum. Yani diyelim ki siz Fransa’ya gittiniz. Fransızlar için hep kötü şeyler söylemişlerdi; fakat Fransızların bahsedildiği gibi olmadığını gördünüz. Bu noktada Fransızlara karşı güveniniz artabilir. Onun dışında da seyahat eden biri olmama rağmen ne insanlara inanıyorum ne de güveniyorum! Bende o durum oluşmadı 🙂 Siz siz olun kimseye güvenmeyin!
4-Sizi daha korkusuz yapar!
Gerçekten de öyle. Önceden bir yere giderken: ”Ya konuşamazsam ya kötü bir şey olursa!” derken seyahat ettikten sonra o cümle yerini: ”Üstesinden gelebilirim, sorun olmaz!” cümlesine bırakıyor. Dil bilmeme korkusu da geride kalıyor. Baktınız İngilizce bilmiyorsunuz ya da bir kelime aklınıza gelmedi, farklı yollardan nasıl çözebilirim sorusunun cevabını buluyorsunuz. Bir de insanların: ”Gitme ölürsün!” dediği yerlere korkusuzca gitmeniz… İşte o gezginliğin en üst noktasıdır.
5-İzin alan çalışanların daha verimli, moralleri daha yüksek ve mental açıdan daha az işten ayrılmak istemelerini göz önüne alırsak daha az stres ve daha az tükenmişlik yaşarsınız!
Bazılarınızın aşırı yoğun işleri vardır eminim ki… Hatta bu işler maddi ve manevi açıdan zarar görmenize neden olacak işler de olabilir… Fakat işiniz her ne olursa olsun tatile ihtiyacınız vardır. Hem ruh sağlığınız için hem de bedensel sağlığınız için bu önemlidir. Maalesef ki bunu sizi hunharca çalıştırmaya yemin etmiş iş verenleriniz anlamayabilir. Sizi ısrarla çalıştırmak isteyebilirler ve sonra performansınızdan şikayetçi olabilirler. Onlara deyin ki: “Seyahat etmek çalışma hayatına renk verir ve devir hızırını düşürür!”
6-Kalp krizi ve damar hastalıkları riskiniz azalır!
Bunu ilk okuduğumda bende şaşırdım; fakat gerçek böyleymiş. Yapılan araştırmalara göre yılda iki kez seyahat eden kadınlarda kalp krizi ve damar hastalıkları önemli derecede azalıyormuş. Benzer şekilde; yıllık izne çıkmayan erkeklerin ölüm riskinin %20 olduğu ve yaklaşık %30 gibi büyük bir oranda ölüm riskinin de kalp krizinden kaynaklanacağını belirtiliyor.
7- Yeni görüşlere açık olmanızı sağlar!
Daha önceden de bahsettiğim gibi farklı kültürden insanlarla bir arada olmak sizi farklı kılıyor. Önceden belli bir sınır içerisinde hapsolup kalmışken seyahat ettikten sonra sınırlarınızı aşıyorsunuz. Bu sadece fiziksel bir eylem değil; zihninizde sınırlarını aşıyor.
8-Beslenme düzeniniz aniden değişir!
”Aaa bu ülkenin Gulaş Çorbası mı meşhur?”, ”En iyi pizzacı orada mı?” derken bir bakarsınız farklı farklı yemeklerle haşır neşir olmuşsunuz. Belki bir gün önce evinizde ev yemeği yerken ertesi gün kurbağa bacağı yemeniz muhtemeldir… (Şükürler olsun ben yemedim!)
9-Başka bir dili konuşurken beyniniz daha güçlü ve hızlı olur!
Yapılan araştırmalar, iki anadile sahip olan kişilerin daha zeki olduğunu ortaya çıkarmış. Şimdi bu doğrultuda düşünürseniz; kendi anadiliniz dışında bir dili daha kullanmaya çalıştığınızda beyniniz ciddi bir jimnastik halinde olur. Ne demişler işleyen demir pas tutmaz! Siz seyahatlerinizde başka dil konuşmaya çalıştıkça da beyniniz daha güçlü ve daha hızlı olur.
10-Yaşam alanınızın dışında aşık olmanız daha muhtemeldir!
Benim bugüne kadar başıma böyle bir şey gelmedi 🙂 Fakat; bu bulgu dikkatimi de çekmedi değil. Bunu aslında şuna bağlıyorlar; dinlenildiği zaman streslerden uzaklaşılacağı için kafa da boşalmaya başlıyor. E tabi kafa boşalınca da ”fall in love (aşka düşmek)” 🙂
Bunlar harici sizde etkileri ne şekilde? Lütfen paylaşın benimle 🙂 Sevgilerimleee… (Ne kadar kafiyeli bir son)
Kaynak: http://www.theatlantic.com/health/archive/2015/03/for-a-more-creative-brain-travel/388135/
http://www.buzzfeed.com/anniedaly/travel-makes-you-a-better-person#.iaBVOvbWP
http://elitedaily.com/life/ways-travel-affects-body/1029885/
http://www.bbc.com/travel/story/20130130-can-travelling-make-you-healthier
http://www.bbc.com/travel/story/20130130-can-travelling-make-you-healthier
Ve benim tecrübelerim 😛
Kendini özgür ve güçlü hissedersin.. kimse tarafından tanınmadığın bir yerde olma hissi kadar güzel bir şey olamaz.