Nicelik değil Nitelik Gezgini Olmak

Adınızın önüne ”gezgin” sıfatı gelmişse sizin kaderiniz olan bir soru vardır: ”Kaç ülke gezdin?” Bu soru hiçbir şekilde bitmez; hatta kendisini katlayarak devam eder. Nicelik o kadar önemlidir ki; ”60 ülke gezmen > içine sindirerek 5 ülke gezmekten” gibi bir sonuç çıkar ortaya.

TDK’nın bir tanımı vardır gezgin için. Gezgin, ”çok gezene” denir. Tanım sadece budur. Bunu ne ülke ile ne de seyahat şekliyle sınırlar. Tek şart; çok gezmektir. Sen kendi ülkende de gezmedik yer bırakmazsın, kendi şehrinde de.

Gezmek ile ilgili birçok yazıya baktığımda ”gezi” kavramına sınırlar çizildiğini fark ettim. Ciddi sınırlar bunlar… 40’dan aşağı ülke gezmişsen ezilirsin mesela… Sen gezgin misin ya? Senin gezgin olabilmen için her şeyi bırakıp, sırtına sırt çantanı takıp sadece gezmen gerekiyor. Yaş mevzusu da var tabi. Erken yaşta devr-i alem yaptıysan kralsın!

Peki bunu söyleyen insanların aklından şu geçiyor mu? ”Ya bu insan seyahat etmeyi çok seviyorsa ve parası yoksa?” ya da ”Gezmek için çıldırırken zamanı yoksa?” İnsanların niye hevesini kırıyorsunuz ki?

İnsan da garip bir baskı oluşturuyor bu ülke gezme hadisesi. Aynı ülkenin beş şehrine gitmek yerine; beş ülkenin bir şehrine gitmeyi tercih eder oluyorsunuz. Maksat ne? Biri size sorarsa ”30 ülke gördüm!” diyebilmek.

Aslında ne kadar da yanlış… 2013 yılında arkadaşımla yaptığımız spontane turumuzda Hollanda’nın dört şehrini gezdik. Hemde en popülerinden en kıyıda köşede kalanlarına kadar… Çok farklı kültürlere de adapte olduk; klasik kültürlere de… O ülkeyi yaşadık; dertsiz,tasasız…

Şimdi ise sanki üzerimde tonla baskı varmış gibi aynı ülkede başka bir şehir yerine; farklı ülkeler görmek istiyorum. Döndüğümde niceliksel bir veri elimde olmalı değil mi? Benim bir ülkeyi içime sindirebilme olayım; sadece, bir şehirle de bitse yeter.

Belki bir öz eleştiri olacak ama NİTELİĞİMİ kaybettim! Nitelikli, kültürleri sindiren, ara sokaklarda kaybolan bir gezgin iken; şu an ”o baskı” ile niceliksel bakıyorum seyahatlere. Tek derdim daha fazla ülke görmek ve bunu ülke haneme eklemek.

Yapmayın… Yapmayalım bunları sayın arkadaşlar! Hadi bana yaptınız bunu; başkalarına yapmayın! Baskı gereksiz bir şey. 60 ülkeyi görmek değil marifet; yeri geldiğinde 3 ülke de de kültürlere doyabilmek. NİCELİK DEĞİL NİTELİK GEZGİNİ OLALIM!

Sevgilerimleeeee…. 🙂

 

0 Comments on “Nicelik değil Nitelik Gezgini Olmak”

  1. Ne güzel yazmışsınız gerçekten de nıcelıksel verıler daha belırleyıcı oluyor coguunun gezgın tanımında. Benım 3 kucuk cocugum olduğu ıcın sırtıma çanta alıp gezemem ama onume gelen tum gezı fırsatlarını degerlendırırım. Bır ülkede turıstık yasamakla orda bır sure yerlesık yasamak arasında cok byuk fark var. Almanya yasadıgım 5. ulke ve sımdıden Alman cesmelerı hakkında buyuk merakım var kütüphaneden araştırma yapıp tek tek cesmelerını gezmeyı planlıyorum. Sehrın ulkenın dokusuna nüfus etmeden bır kac günlük turıstık gezdıgım yerlerle yasadıgım yerler arasında karsılastırdıgımda turıstık gezıler her zaman daha kısıtlı oluyor. Yasadıgın sehrı tanımak, dokusunu hissetmek, yerlısının arasına gırmek cok daha onemlı. Yabancı gezgınlerı goruyorum bazen anadoluya gıttıklerınde ordakı teyzelerın amcaların arasına karışıyorlar. Bızım gezgınler ıse daha anadolunun dokusunu anlayamamış ve anlamak da ıstememekte ıken daha kac ulke gezdıgının ne onemı var.

    1. Çok teşekkür ederim. Siz de seyyahlık ruhunu o kadar güzel ifade etmişsiniz ki; okudukça yazdığınız her kelimeye katıldım. Şehri yaşamadan, şehre karışmadan gerçekten şehri tanıyabilmek zor. Size de şimdiden iyi geziler diliyorum. Gezdiğiniz çeşmeleri yazarsanız ilgiyle okuyacağım 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir