Madame Tussauds İstanbul

Madame Tussauds müzelerinin 21. si olan Madame Tussauds İstanbul 28 Kasım’da açıldı. Merkezi Londra’da olan müze, aynı zamanda Prag, Viyana, New York, Sidney ve Amsterdam gibi birçok şehirde de bulunuyor. Müzede hem dünya starlarının hem de o ülke için önemli olan kişilerin bal mumu heykellerini görebiliyorsunuz.

dsc_0059
Marie Tussauds

Madame Tussauds’un çok kısa bir şekilde hikayesine de değinmek istiyorum. Müze, 1835 yılında bal mumu heykeli ustası olan Marie Tussauds tarafından Londra’da kuruluyor. Müzede hala Marie Tussauds tarafından yapılmış heykeller bulunsa da Alman bombaları ve yangın yaklaşık 400 farklı heykelin çoğunu yok ediyor. Bu yaşanan talihsizliklere rağmen dökümlere zarar gelmemesi, yeniden oluşturulmalarına fırsat veriyor. Müzenin tarih bölümünde bu eserlere rastlanabiliyor. Londra’nın ardından ikinci olarak 1970 yılında Amsterdam’da kurulan müze, zamanla dünyanın bir çok şehrine yayılmaya başladı. Her kurulduğu şehirde de önemli sayıda turist çekmeye devam etti.

483934_4177808040055_1193026663_n.jpg
Madame Tussauds Londra

Ben daha önce Londra ve Amsterdam’da bulunan Madame Tussauds’a gitmiştim. Doğrusunu söylemem gerekirse Londra’da bulunan Madame Tussauds’a hayran kalmıştım. Devasa büyüklükte bir alan üzerine kurulu olan müzenin birinci bölümünde bal mumu heykelleri, ikinci bölümünde İngiliz tarihine tanıklık edeceğiniz minik bir taksi turu, üçüncü bölümünde korku tüneli ve dördüncü bölümünde de Batman, Superman gibi kahramanların Londra sokaklarında çekilmiş 3D filmi bulunuyordu. Verdiğiniz parayı kesinlikle hak eden bir müzeydi.

İstanbul’da da Madame Tussauds’un açılacağını duyunca inanın gün saydım! Bugün açılacak, yarın açılacak derken en sonunda gidebildim. Şimdi bu müzeye dair anılarımı tazelemek ve sizinle birlikte minik bir müze turuna çıkmak istiyorum.

dsc_0002

Müzeye girince ilk olarak sizi tarihi tramvay karşılıyor. İsterseniz orada fotoğraf da çektirebilirsiniz.

DSC_0005.jpg

İkinci olarak da Mustafa Kemal Atatürk heykeli ile karşılaşıyorsunuz. Müzenin böyle muhteşem bir heykelle başlaması o kadar anlamlı ki… Görür görmez Atamın yanında poz vermek için can attım diyebilirim. Daha önce Londra’daki heykelinin yanında poz vermiş olsam da İstanbul’daki heykeli ile poz vermek de benim için bir başkaydı. Kendisini anlatmaya kelimeler yetmez. Hatta onu özetleyecek bir söz yazayım dedim ama hangi sözünü alsam bilemedim. Tek bildiğim bir şey var. O da Atatürk’ün sanat aşığı olduğu ve kendi ülkesinin sanatta ilerlemesini istediği… Sanata ve sanatçıya verdiği değeri şu sözünden anlayabilirsiniz: ”Hepiniz milletvekili olabilirsiniz, bakan olabilirsiniz. Hatta Cumhurbaşkanı olabilirsiniz, fakat sanatkar olamazsınız.”

DSC_0011.JPG

Sonrasında ise bir diğer kahramanın yanında alıyorsunuz soluğu; Fatih Sultan Mehmet. Fetih 1453 filmini izlemişsinizdir. Ne kadar da gurur duyuyor insan… İyi ki fethetmişsin bu güzel şehri Fatih Sultan Mehmet. Bu müzenin de bu şehrin de baş köşelerinden biri senin yerin… ”Ey konstantiniye, ya sen beni alırsın, ya da ben seni alırım.” diyerek bu konudaki inancını ortaya koyan ve İstanbul’u fetheden muhteşem bir padişahsın sen…

DSC_0013.JPG
Bu pozu verdik ama inşallah Hürrem’i kızdırmayız.

Muhteşem Süleyman 🙂 Tüm cihana hükmeden, Hürrem’in aşkı… Her ne kadar tüm cihana hükmetse de gerçek hayatı da iyi bilen biri aslında. Ne demiş: ”Ben ölünce bir elimi dışarıda bırakın. Desinler ki Sultan Süleyman’a bile kalmadı bu dünya.” Hatta bu söz Sezen Aksu’nun da ilham kaynağı olmuştur. Linke tıklayıp dinleyebilirsiniz 🙂

dsc_0018

Şimdi sırada Mimar Sinan var. Mimar Sinan denilince aklıma hep şu mektup geliyor:

”Bu kemeri oluşturan taşların ömrü yaklaşık 400 senedir. Bu müddet zarfında bu taşlar çürümüş olacağından siz bu kemeri yenilemek isteyeceksiniz. Büyük bir ihtimalle yapı teknikleri de değişeceğinden bu kemeri nasıl yeniden inşa edeceğinizi bilemeyeceksiniz. İşte bu mektubu ben size, bu kemeri nasıl inşa edeceğinizi anlatmak için yazıyorum.”

Bu mektup, Şehzadebaşı Camisi restore edilirken bulunuyor. Bir şişenin içerisinde dürülerek koyulmuş… Osmanlıca yazıların olduğu anlaşılınca bir uzman bulunup okutulmuş. Yazılan mektup 400 sene sonrasına yazılmış bir mektup… Düşünebiliyor musunuz? 400 yıl önceden camisinin nasıl restore edilebileceğini anlatan bir dahi… Daha ne denilebilir ki?

dsc_0022
Bir Mevlana’nın duruşuna bakın; bir de benim duruşuma… Sanki bahçeden mandalina çalıyor gibiyim 🙂

Mevlana… Nur yüzlü, mavi gözlü, kalbi Allah aşkı ile çarpan Mevlana… Kendisinin değdiği toprakları görmek için can attığım Mevlana… Şimdilerde insanları direkt cehenneme gönderen din adamlarını görünce Mevlana’yı aramamak mümkün değil… Ne demiş: ”Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel…”

DSC_0025.JPG
Mona Lisa çok asık suratlıydı. El atmak gerekiyordu…

Şimdi geldik dünyaca ünlü mucitlerin, sanatçıların olduğu bölüme… Leonardo da Vinci ile bu bölüme ”Merhaba!” diyor; en ünlü eseri ile de poz vermeyi ihmal etmiyoruz.

DSC_0034.JPG

Gitmişken Yaşar Kemal ile de edebi bir sohbet yapmak gerekiyor 🙂 Geçen sene kaybettiğimiz usta yazarın bal mumu heykeli ilk olarak TÜYAP fuarında sergilendi. Şimdi de Madame Tussauds’un en güzel köşelerinden  birinde yer alıyor. Kendisinin çok sevdiğim bir şiiri var. Bu dünyadan her iyi insan ayrıldığında bu şiiri hatırlar dururum: ”O iyi insanlar o güzel atlara binip çekip gittiler, Demirin tuncuna insanın p.çine kaldık!”

DSC_0037.JPG

Madame Tussauds’da peruk, ceket ve şapka gibi pozlarınızı tamamlayıcı unsurlarda bulunuyor. Mesela ben Mozart’a benzeyeyim diye beyaz bir peruk yaktım. Mozart yerine piyanoya yeni başlayan Hanife teyzeye benzesem de olsun; poz amacına ulaştı 🙂

DSC_0046.JPG

Müzede Steve Jobs bölümü var. Gördüğünüz makine onun hayatı ile ilgili sorular soruyor. Ne yazık ki Steve Jobs’u yeterince tanımadığımı fark ettim.

dsc_0047

Steve Jobs’un yanından ayrılıp Türkiye’nin ilk kadın pilotlarından biri olan Sabiha Gökçen’in yanına gidiyoruz. Gökçen, kariyeri boyunca 8000 saat civarında uçuş gerçekleştirmiş. Bu uçuşların 32 tanesi savaş görevi için gerçekleşmiş ve bu sayede Sabiha Gökçen ”ilk kadın savaş pilotu” olmuştur. Aynı zamanda, Atatürk’ün manevi kızıdır.

dsc_0052

Einstein’le buluş yapa yapa saçlarım onun saçına dönüşmeye başlamış gibi bu fotoğrafta… Ah bu kafaya olmayan peruklar… Einstein ile ilgili uzun cümleler kurmayacağım… Linkte bulunan belgeseli seyredin yeter 🙂

dsc_0058

Hafize ananın elinden bir kahve içmeden geçmemek lazım değil mi? Yıllarca çocuklara o tatlı sesleriyle ”kuzucuklarım” diye seslenirken içinde en büyük evlat acısını yaşamış bir insan Adile Naşit… Onu da erken yaşta kaybettiği evladını da rahmetle anıyorum…

dsc_0070
Benim Japon selamı verir gibi duruşuma kaç puan?

Bu sene kaybettiğimiz Muhammed Ali’nin ringlerdeki başarılarını anlatmaya gerek yok. O kendini özetlemiş zaten: ”Kelebek gibi uçarım arı gibi sokarım!”

15326591_10210475602582910_5242974629694141893_n.jpg
Fotoğraf çektirdiklerim arasında en gerçekçi bu oldu diyebilirim. Arda ile çektirdik desem kimse anlamaz 🙂

Arda gibi birçok Barcelona’lı oyuncunun bulunduğu bölüme geliyoruz. Burada sanal penaltılar atacağınız bir alan var. Sanal dediğime de bakmayın; gerçeğinden hiçbir farkı yok 🙂

dsc_0095
Ah Barış Manço ahhh… Sen buralardan göçüp gittiğinde yoktu selfie falan…

Şimdi gelelim değerli sanatçılarımızın olduğu bölüme… O ihtişamlı kostümü, simsiyah saçları ve kömür karası gözleri ile Barış Manço’yu fark etmemek mümkün mü? Müzik kariyerinin yanı sıra çok iyi bir gezgin olan Barış Manço, 150’den fazla ülke gezmiş.

dsc_0097
Annie, are you okey?

Michael Jackson’un skandallarla dolu bir hayatı vardı; fakat iyi bir sanatçıydı. Özellikle linkte yer alan şarkısını aşırı severim. Smooth Criminal’e ise aşığım!

dsc_0105

Kendisi bizim sanat güneşimiz… Giyim tarzı ile olsun, Türkçeyi muhteşem kullanmasıyla olsun, her zaman bizde yeri bir başkadır. ”Dünya malı neye yarar? Dostluklarla yaşıyorum.” gibi anlamlı sözlerin olduğu şarkılara imza atan Müren, sahne kostümlerinin hepsini kendisi tasarlamıştır.

dsc_0106

”İşe gitmek mecburen…Erken kalkmak mecburen… Mecburen mecburen… Mecburiyetten!” Ne de güzel söylemiş MFÖ? Yeri geldi solo yeri geldi grup olarak söylediler. Ne olursa olsun birbirlerinden vazgeçmediler. Bir elmanın iki yarısı olmasalar da üç parçası olmayı başardılar 🙂

dsc_0118

Bob Marley… 36 yıllık kısa ömrüne güzel işler sığdırmış bir adam. Ölürken oğluna söylediği şu sözler hayatını özetler nitelikte: ”Para hayatı satın alamaz!”

dsc_0119

”Beyonce’nin o kadar muhteşem sahne kıyafetleri varken neden bu kıyafet?” diye kendi kendimize sorsak da çuval giyse yakışacağını düşünerek konuyu noktalıyoruz. Türkiye’ye gelse linkte bulunan şovu gibi başarılı şovlarını izlemek için konserine giderim…

dsc_0128

Marilyn Monroe de Bob Marley gibi 36 yaşında hayata gözlerini yummuş. Çocukluğu yetimhanelerde geçen Monroe’ye ”paranoid şizofreni sınırında” teşhisi koyulmuş. İntiharında bile hala şaibeler söz konusu…

dsc_0138
Audrey ve ben Nur Yerlitaş ile Bülent Ersoy gibi olmuşuz.

Marilyn ile üzüldük ama Audrey mutlu eder bizi 🙂 Bu kadar güzel bakan bir kadın geçmiş yeryüzünden… Bu güzel bakışlarında sırrını açıklıyor: ”Eğer güzel gözlerin olmasını istiyorsan insanlara iyilikle bak!”

dsc_0148
Bizimkisi bir dostluk hikayesi…

Steven Spielberg’in ”E.T. The Extra-Terrestrial” filmini izlediniz mi? Doğrusunu söylemem gerekirse ben izlemedim ama en yakın zamanda izlemek isterim. Film okul çağındaki Elliot ile uzaylı yaratık E.T. arasındaki dostluğu anlatıyormuş.

dsc_0165
Kraliçemle selfie… Sarayda sıkılmaca…

Filmlerden devam ediyoruz… Uzaylılardan sonra sarayıma kuruldum. Zırhlı askerim de sağ olsun selfiemizi çekti.

dsc_0166

”Türkiye’de en beğendiğin kadın oyuncu kim?” diye sorsalar tartışmasız Demet Akbağ derim. Hem her rolü oynuyor hem de oynadığı roller üzerinde sırıtmıyor. Bugüne kadar ona yakışmayan bir rol görmedim.

dsc_0167

”O gül gibi amcaya bu nasıl yapılır be Behlül?” dedirten ve Aşk-ı Memnu ile yıldızı daha da parlayan Kıvanç Tatlıtuğ, şimdilerde Cesur ve Güzel dizisinde oynuyor. Oynadığı dizilerdeki umursamaz adam rolleri de ona gerçekten yakışıyor.

dsc_0177

Victoria Beckham Türkiye şartlarına göre biraz fazla. Neden mi? Bir kadın hem 4 tane çocuk doğurup hem de böyle güzel bir fiziğe sahip oluyorsa çıtayı Allahuekber dağlarına çıkarıyordur. Ayrıca yaşlanmamasına da hiç değinmiyorum.

dsc_0178

Beren Saat’in de Kıvanç Tatlıtuğ gibi Aşk-ı Memnu’da yıldızı daha da bir parladı. Bihter rolüyle gönüllere taht kurdu. Başarılarının arkasında aslında çok duygusal bir hikaye var. Onu oyuncu olma yoluna iten ama elim bir trafik kazası ile erken yaşta hayatını kaybeden bir hikaye… Kendisi de o kadar vefalı ki her zaman o insanı anıyor.  Sadece bu yüzden bile seviyorum bu kadını.

dsc_0184

Müze gezimizin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Müzeden çıkınca alışveriş bölümü var. Bir şeyler almak isterseniz buradan alabilirsiniz.

Ücret

Size tavsiyem; online bilet alın. Eğer kapıda bilet alırsanız çocuk ve öğrenci 37 TL; yetişkinler için ise 48 TL ödersiniz. Bilet için linke tıklayabilirsiniz.

Ulaşım

Madame Tussauds, Grand Pera binasının yanında olduğu için Taksim meydanından aşağıya yürümeniz gerekiyor. Bina, Mado’nun tam karşısında kalıyor.

Eksiklikleri

Müzeyi gezerken bazı değerlendirmelerde bulundum. Naçizane değinmek istediğim birçok nokta da oluştu.

  • Kerem Bürsin çok yeni bir oyuncu. Koskoca müzede Kemal Sunal yok Kerem Bürsin varsa bu bir eksikliktir.
  • Londra’da bulunan müzede İngiliz tarihini anlatan bir taksi turu var demiştim. Bu İstanbul’da da pekala yapılabilirdi. Selçuklulardan başlayıp Osmanlı’ya; Osmanlı’dan da günümüz Türkiye’sine kadar uzanabilirdi. Hatta bunu 3D şeklinde görüntülerle yapabilirlerdi. Taksi yerine sembolik olarak Taksim’in tarihi tramvayları kullanılabilirdi. İki kişinin sığabildiği tramvaylarla muhteşem bir şölene dönüşürdü.
  • Heykel açısından da eksikler vardı. Mesela bir Cem Karaca yoktu. Bir Aziz Sancar yoktu. Bir Aşık Veysel yoktu. Bizim birçok başarılı sanatçımız, değerli bilim insanlarımız var. Bu isimler nasıl unutulur?

İyisiyle kötüsüyle ben çok beğendim. Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın derim! Sevgilerimle….

4 Comments on “Madame Tussauds İstanbul”

  1. Merhaba Gizem,
    Araştırmasına koyulduğumuz Madame Tussauds Müzesi için muazzam bir içerik üretmişsin. Fotoğraflar düşüncelerin süper olmuş. kimler var yok diye bakarken eksikler bölümünde KEMAL SUNAL için yazdıklarına bende canı gönülden katılıyorum ve bu konuyu bende kaleme alacağım. Teşekkürlerimi sunarken Yaşar Kemal ile fısır fısır ne konuştuğunu, Einstein’ın sana neden trip attığını sormadan edemiycem 🙂

    1. Çok teşekkür ederim değerli yorumlarınız için 🙂 Umarım Kemal Sunal eksikliği en yakın zamanda tamamlanır. Yaşar Kemal ve Einstein’e gelince; Yaşar Kemal ile günümüz edebiyat anlayışının yok oluşunu konuştuk fısıldaşarak. Einstein ise niye trip attı bilmiyorum. Galiba diğerlerinden ona çok sıra gelmedi diye kızdı bana 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir